Son dönemde pandemi ile biyolojik devrimin etkilerini gördük. Virüsü ilk duyduğumuzda, herkesin haftalarca perdeleri açmadan yatakta saklandığı bir dönem yaşadık. Önce evden çalışmaya çalıştık, sonra gerçekten çalıştık, o kadar alıştık ki bazılarımız için zamanı gelince ofise sürünerek döndük. İlk başta harika bir şey gibi görünen evden çalışmak artık standart hale geldi. Yetenekli çalışanlar, uzaktan olmayan işlerden uzaklaşmaya başladılar. Bazıları, tamamen uzaktan veya en azından hibrit bir seçenek sunulmazsa yeni bir iş bulacaklarını bile söylüyor. Peki sonra ne oldu? Buna dalıştık ve sürekli evde olmaktan da sıkıldık. Deniz manzarasına karşı sahilden çalışmayı, öğle saatlerinde denize girmeyi, iş bitince doğaya dönmeyi sevdik. Siz nereden çalışıyorsunuz? Bazı evler çok küçük ve mobilken hala evden mi çalışıyorsunuz?
Tiny house konsepti bu sene sıklıkla duymaya başladığımız bir kavram. Çadır tatilini seven insanlar uzun senelerdir bu konsepti biliyor fakat son dönemde iş yaşamının dijitale kayması ile beraber daha geniş kitlelerce keşfedilmeye başlandı. Çadır gibi doğada olabileceğiniz hem de ev konforu sağlayan mobil üniteler çok popülerleşti. Neden tiny house diye düşünebilirsiniz, önemi yok, küçük evler -tiny house- ait olduğumuz yer dünyayı doğayı deneyimlemenin, onu keşfetmenin, basit ve küçük hayatlara sahip olmanın yaşattığı şeyi temsil eden bir sembol. Bunun yerine kullanılacak kavramlar değişebilir bungalov olur, glamping çadırı olur, yazlık ev olur, yazlığın terası veya evin balkonu bile olur. Burada temsil ettiği akımı anlatıyor olması yeterli.
Uzaktan çalışmak yaşamanın yenilikçi yolu ve kuşkusuz sanayi devrimi ile başlayan hareketsiz masabaşı insandan kaçış arayışı. Hayatı mesai saatleri, pazartesiden büyük olan pazartesi sendromları, trafikte geçen zamanlar, 15 dakika sigara molasına kaçmanın kar sayıldığı mesai saatlerine sıkışanlar için remote çalışmak yeni, oldukça ufak bir aydınlanma da başlattı. Şehirden uzakta yaşayarak basit ve görece ilkel yaşamlara sahip olmak yavaş yavaş ilgi görmeye başlıyor. Küçük evler akıllı, kompakt ve yaratıcı bir şekilde inşa ediliyor ve bir evin sahip olabileceği bütün olanaklara sahip olup bir de tekerlekleri ile mobil olma imkanı sağlıyor.
Tiny house'un amacı; daha minimal, şehirden uzak ama doğaya yakın bir yaşam biçimi sunmak. İşte, tam da bu nedenle o küçük evler genellikle doğanın içerisinde yer alıyor ve şehir yaşamının, tüketim çılgınlığının fazlalıklarından arınmış bir tablo çiziyor. Küçücük alanımızda doğa meskenimiz oluyor. Sadece işe gidip gelirken, iş arkadaşlarıyla laflamalarda ve sonu gelmeyen toplantılarda harcayacağınız zamandan tasarruf ettiğinizi hayal edin. Şimdi, o zamanlarda tembellik edebilir ve ağustos böceklerinin sesinde kaybolabilirsiniz.
Yeni dünyanın harikaları
Uzaktan çalışma, hepimizin içinde yeni bir kişiyi ortaya çıkardı - sakin ve izole bir ortamda çalışmaktan hoşlanan kişiyi. Tiny house, karavanlar vs. ile çalışma şeklini yeniden tanımladık. Geleneksel çalışma hayatında sahip olduğumuz stresli şehir yaşantısından farklı olarak günlük yaşantımıza sorun çözme ve basit düşünme kabiliyetlerimizi geliştiren rutinler ekledik. Basit ve ilkel olana dönüş çabası bana insanlığın geleceği adına umut veriyor. Yeni normal, hafta sonu-avm gezmek ve zamanın yarısını trafikte harcayarak ulaştığımız mekan ziyaretleri değil. Bu normalde hayatta kalma ve temel yaşam faaliyetlerimizi kapsayan bir yaşam sistemi. Fakat boşluğu kapatan araçlar kullanmak da kaçınılmaz, bu kadar keskin bir değişime hiçbirimiz hazır değiliz.
İletişim için sosyal medyayı kullanmak, meditasyon uygulamaları ile kendi iç dünyana yolculuk yapmak, iş süreçlerinin yönetimi için yazılım araçlarını kullanmak bu hayat ile eski hayatlarımız arasında etkili bir denge sağlıyor. İş için dışarı çıkma ihtiyacını azalttık ve bunun yerine kendimizi ve dünyamızı tanıyabileceğimiz bir ekosistem inşa ettik. Uzaktan çalışırken kişisel alanlarımızı yarattık.
Küçücük evlerimizin iş yerimiz, kaçış bölgemiz ve inimiz olacağı kimin aklına gelirdi? Tanık olduğumuz bu zamanlar gerçekten çılgın zamanlar ve biz çılgınlığı özümüze aldık.
Comments